Metal Fırtına 2, ilk romanın bittiği yerden başlıyordu; 2007 Mayısında Kuzey Irak’taki Türk birlikleri ABD güçleri tarafından baskına uğrar. Kimse savaşın başladığına inanmak istemez ama ABD güçleri acımasız saldırılarını sürdürür. Amerikan güçleri Suriye üzerinden Türkiye’ye girip önce Ankara’ya sonra da İstanbul’a ilerler. Ankara’ya kısmen girilir. Anıtkabir bombalanır. Bu bombalama sonucu enkaza gelenler ******’ün naaşını bulamaz. Çünkü naaş kayıptır. Savaştan üç ay önce ABD’nin Türkiye’ye saldıracağını öğrenen Gökhan Birdağ adlı bir Türk ajanı, iki atom bombasını ABD’ye sokar ve Türkiye saldırıya uğrayınca birini Washington’da patlatır. Bu sırada diplomatik girişimler de başlar. ABD, Türkiye’yi geleceğin enerji teknolojisinin temelinde bulunan BOR minerali yüzünden işgal etmek istemektedir. Türkiye bu planları diğer devletlere sununca ABD’ye baskı oluşur. Washington’da yaşanan patlama sonucu darbe alan ABD, ültimatom karşısında geri adım atar. Metal Fırtına 2’de de yine bir savaş var; Türkiye yine önemli bir düşmana karşı mücadele veriyor.
Orkun Uçar Metal Fırtına 3’te Gökhan Birdağ’in politik maceralarına devam ediyor. Komutanı Kurt’un kızı ile evlenip Alanya’ya yerleşen Gökhan, yeni kimliğiyle sakin bir hayat sürmektedir. Bu güzel günler gelen bir haberle sona erer; Kurt, Orta Asya’daki bir görev sırasında Rus mafyasının eline düşmüştür. Romanlarını “politik kurgu” olarak tanımlayan Orkun Uçar, bu tür kitapları sadece roman olarak nitelendirmek imkansızdır, diyor. Metal Fırtınalar’da kurgu, açıkta veya gizlenen olaylar üzerine inşa edilmiştir ve yazara göre kitaplar, Soğuk Savaş sonrası insanları nasıl bir dünyanın beklediği konusunda aydınlatıcı bir misyona sahiptir. “Bu kitapların içindeki bilgi, araştırma kitabı şeklinde sunulsa bu kadar yaygın bir kitleye ulaşamazdı. Kurgunun gücü bu işte… Kitaplar özetle; artık eski uluslararası ittifakların kalmadığını, Türkiye’nin dikkatli ve tedbirli olması gereken bir dönemece girdiğini anlatıyor,” diyor Orkun Uçar.
Metal Fırtına 3 - Kızıl Kurt; Gökhan, MİT ajanı Eşref Kapılı’nın uyarısıyla hamile karısı ve kızıyla birlikte İstanbul’a doğru yola çıkar ama yolda saldırıya uğrarlar. Roketle vurulan arabadan sadece Gökhan tamamen yanmış bir şekilde sağ çıkar ama doktorlar sadece birkaç saat ömür biçer. Saldırıyı duyan Eşref Kapılı hastaneye geldiğinde Gökhan’ı yaşatmak için tek bir çaresi olduğunu düşünür… Bir süredir gözlem altında tuttukları bir gen şirketinde ilginç deneyler yapılmaktadır. Eşref Kapılı, Gökhan’ın tamamen yanmış bedenini bu şirkete götürür ve yeni geliştirilen bazı teknolojilerin üzerinde uygulanmasını sağlar…Gökhan birkaç hafta sonra mucizevi şekilde iyileşmiştir , hatta deneyler hesapta olmayan bazı ilginç güçler kazanmasını sağlamıştır. Şimdi intikama sıra gelmiştir… Gökhan tedavi edilirken Eşref Kapılı araştırmalarını sürdürmüştür. Gökhan’ı öldürmeye çalışan ve Kurt’u tutsak alan teşkilatın adı Opriçnina’dır ve gizemli liderleri Korkunç İvan olarak anılmaktadır.
Metal Fırtınalar neden bu kadar çok okunuyor? Orkun Uçar’a göre Metal Fırtınalar’ın bu kadar çok okunmasının tek bir nedeni var: İnsanlar kendilerinden saklanan bilgileri, gizlenen gündemi bu kitaplarda okuyabiliyorlar. Yazar sözlerine şöyle devam ediyor: “İlk kitapta ABD’nin Türkiye’ye saldırısını işliyorduk; 11 Eylül sonrası başlayan Haçlı seferi ve Süleymaniye’de 11 askerimizin başına çuval geçirilmesinden sonra bu olasılık halk arasında konuşuluyor ama yüksek sesle dile getirilemiyordu. Böylece gerçek gündem şişti şişti ve patlatan biz olduk. Kayıp Naaş’ta İsrail’in bu ülke ve bölgemiz için planları vardı. Nitekim daha yeni yeni medyada bu tehlikenin sonuçları dile getiriliyor. Üçüncü kitap yine etkileri görünen ama yüksek sesle dile getirilmeyen bir tehdit üzerine. Metal Fırtınalar insanların medyada okuyamadıkları gerçek gündemi dile getirdiği için çok okunuyor. Bir başka neden de vizyon sunması… Yani insanlar ABD ve İsrail’le mücadele ettiğimizi, PKK’nın onlar tarafından korunduğunu ve desteklendiğini biliyor. AB’nin asla gerçekleşmeyecek bir hedef olduğunu da… Ama ne okuyor veya duyuyor: ABD ile müttefikiz, AB’ye üye olacağız. Bildikleri, gördükleri hükümet açıklamaları, medyanın sunduklarıyla çelişince tek güvenecekleri kaynak Metal Fırtınalar kalıyor. İşte Metal Fırtına budur: Halkımıza gerçeği söyleyen, güvendikleri kaynak.”